top of page

Askıda Nefret


ree

Bir toplum için ücretsiz olması en az ekmek kadar hayrageçer bir nesne hayal etsek bu mutlaka nefret olmalıdır. Nefret: “Bir şeyi veya bir kimseyi beğenmemekten, kötü bulmaktan ileri gelen şiddetli itici duygu, iğrenç bulup tiksenme.” O halde nefret mutlaka bir beğeni yargısı olarak bireysel.


Nefret devletin kapısı yalnızca dışarıya açılan muhtelif dehlizlerinde yaratılıyor. Bu nefreti tüketmeniz için sizden bir ücret talep edilmiyor. Verginizi ne kadar verdiğiniz veya hangi düzeyde eğitim görümüş olmanız da pek fark etmiyor. Devlet yarattığı nefreti hissetmeniz için elindeki tüm imkanları kullanıyor. Yalnızca elindekileri değil aklına gelen mümkün tüm araçları.


Bu nefret öylesine tabii bir duygudur ki muhtemelen Adem dahi meşhur şeytan tarafından kandırılınca ona öfkelenmiş olmalı. Bunu beğenmezseniz bir misal daha vardır: kabil habil’e nefret duydu. Bu nefret kıskançlıktan ileri geliyordu. Aynı bugün esasında kıskançlığın nefreti hissetmesi beklenenlerde değil nefreti yaratanlarda olduğu gibi.


Nefret yaratılıp yayımlanması planlandığında bu öncelikler medya tarafından gerçekleştirilir. Medya her nasıl bir nefret yayılacaksa ona göre araçları donatır. Nefret bayrakları göndere çekilir ve devlet yayımla dediğinde yayım başlar. Medya yaratılan nefreti size genelde haber süsünde sunar. “Bak! Bu önemli” diyerek “bunu duyman gerek” diyerek sana televizyondan veya youtube’tan ÜCRETSİZ bir biçimde sunar.


Çıkıyor 6 tane adam 1 kadın moderatör 3 saat konuşuyorlar ve bu tüy dikme seansı sonunda senin kimse oy vereceğinle ilgili yargında herhangi bir sorgulamayı gerektirecek fikir zihninde filizlenmiyor. Olan tek bir şey var: 3 tanesi iktidarın sözcüsü 3 tanesi muhalefetin sözcüsü birbirlerine hayvan gibi bağırarak onlara söylenmesi için verilen nefret sözlerini savaş meydanındaymış gibi kullanıyorlar.


Nefret insan zihninde filizlendiğinde kendisine nefret duyulması beklenen nesneye yönelik olarak “ şiddetli itici duygu” uyandırıyor.


Iktidar bir nesneyi kendisine nefret duyulması gereken olarak etiketlediğinde bir biz-onlar, biz-öteki yaratmış oluyor. Şayet insan biz’in içinde güvende olacağını düşünürse bu yaratılan nefreti kabul etmek zorunda. Ancak öteki olanlar bu nefrete sahip olmak şöyle dursun bu nefreti yaratana yönelik nefret duymaktadırlar. Yani yaratılan nefret yeni bir nefret yaratıyor. Devlet araçlarını hiç bizim gibi sıradan insanlar gibi kullanır mı? Bu canavar elbette öyle bir kötülük yaratacak ki bu kötülük yeni kötülükler yaratacaktır.


Yaratılan nefretin yarttığı nefret ise devlet tarafından tekrar öteki ilan edilir ve ötekileştirme insandan nesneye geçmiş olur. Şimdi artık bu yaratılan nefretin yarattığı nefretin ötekileştirilmiş versiyonu “şeytan” ve-veya “haram” ilan edilerek suç yaratılır. Bu suç aslında yaratılan nefretin yarattığı nefretin ta kendisidir. Artık bu nefretin sahibi iddia edilen grup-aslında böyle bir nefretin varlığını ispat da öyle kolay iş değilken- suçludur. Devletin yarattığı nefret masumdur. Ancak bu nefret tarafından yaratılan nefret suçtur.


Devlet yaratır nefreti->yaratılan nefret->masum, mübah, arzulanan, hayr, iyi

Yaratılan nefret bu nefrete yönelik nefret yaratır

Yaratılan nefretin yarattığı nefret->kötü, suç, öteki


Askıda nefret işte buradan kaynaklanıyor. Devlet nefreti yaratıp her ekranda ve satırda görünür kılıyor. Kendi çıkarları gerektirdiği müddetçe. İnsan bu madya ürünlerini askıda görerek alıyor. Ancak problem, her alınan her nefret yüklü medya ürününü alan aldığı yere bir başka yaratılan nefret tarafından yaratılan nefret asıyor. Bu 2. Nefreti de bir başkası alıyor.


Esas problem devletin duyguları olmadığına göre bu nefreti hissetmesinin imkanı yoktur. O hesap yapar. Lakin mesele bir nefret yaratmaksa bu konuda devletten ala bir mekanizma bulmak da mümkün görünmüyor. O halde bu devletin yalnızca dışarıya açılan kapılarından içeri giren yok. Oradan sadece nefret çıkıyor. Insanlar içeriye giremiyor.


Bu kapının ardında oturup nefreti yaratanlar değişmiyor. Bu insanlar insan davranışları konusunda uzman olanlardır. Bir grup insana ne dersek birbirlerine sarılacaklarını ne dersek birbirlerini boğacaklarını biliyor olmalılar. Hangi iktidarın kurulduğundan bağımsız olarak çalışıyor olmalılar.


Bir de doğa ve kültürü ayırt etmek istiyorum. İyi başlığının altına aklı olan herkesin yazacağı sözcüklerin başında barış kardeşlik sarılmak mutlaka olacaktır. Kötü altıında ise nefret top 5 olur herhalde. O halde iyi ve dostluk kardeşlik barış tabiidir. Burada mesele ister istemez mülk, sahiplik, “benim” gibi meselelere geliyor biliyorum. Fakat bu konumuz dışı. Ancak insanı bıraksak neden birbirinden neferet etsin. Bizim teorimizin zaten aksiyomu insan tabiatı icabı iyidir. Yani nefretin karşıtı olan iyi’nin altına yazılan sevgidir.


Sevgi ve nefret arasındaki karşıtlık aynı doğa ve kültür gibi. Kültür hep yaratılan ve nefret de öyle. Sevgi ise doğal ve iyi’nin altında müsbet. O halde o kapıların ardında oturup nefret yaratanlar isteseler içinde oldukları kültürü bir kenara bırakıp medyanın ekranlarını ve sütunlarını sevgiyle doldurabilir.


Devlet nefret işine geldiği için nefret yaratıp saçıyor insanların üzerine. İnsanlar birbirlerine düşman olursa yani düşmenlık kendi türünden olanlara yönelirse adeta ortada çırılçıplak duran devlet kötülüğüne nefretlerini yönlendiremezler. Durup bir saniye düşünmeye vakti olmamalı ben neden bu adamdan nefret ediyorum diye. Nefret’in aklı baştan aldığı da ortada bir gerçektir.


Nefret:”… iğrenç bulup tiksinme” bir insanın başka bir insandan tiksinmesini aklım almıyor. Kokusundan tiksinirsin, fırçalamadığı dişlerinden tiksinirsin, yere tükürmesinden tiksinirsin eyvallah. Insan insandan tiksinmez. Kendisi de bir insan. Bu durum tabii olamaz.


Bir anlamı daha var nişanyan’da: "hayvanların paniğe kapılıp kaçışması”. manidar.


Evet, askıda nefret. Sürekli gelişen bir fraktal gibi yaratılan nefret ücretsiz olarak askılarda bizlere sunuluyor. Her alındığında kendisini katlıyor. Ilk nefretten oldukça memnun olan devlet bu nefrete karşı nefret duyulduğu an onu “şeytani” ilan ediyor. Nefretin kaynağı sevgiyi de yaratabilirken bunu tercih etmiyor. Nefret tabii değil. Nefreti yaratan bunu hissetedecek tabiatta değil.


Devletin devlete nefrete de ihtiyacı var, nefretin nefreti sevgiyken.

Yorumlar


Bu web sitesinin her iki devletle de bağlantısı yoktur.

©2024, Elchee's

bottom of page