top of page

İkna Değeri 1 ve 2


ree

Bir sürü söz söylüyoruz hemen her gün karşımızdakini ikna etmek için. Sınav kağıtlarında hocayı yüksek not vermeye ikna etmeye çalışıyoruz. Kahvede kahveci seni yarın yine aynı kahvehaneye gelmen için ikna etmeye çalışıyor. Peki burada ikna sürecini ölçebilir miyiz? Hatta bu iknayı sayısal olarak ifade edebilir miyiz? Ki buradan bir değerleme yapalım ve her ikna sözünü bu cetvele göre ölçüp değerlendirelim. Deneyelim.


Önce en alçaktan başlayalım. En belirsiz olandan.


Bebek ağlıyor. Annesini karnın acıktığına veya bezinin değiştirilmesi gerektiğine veya pişpişlenmek istediğine annesini ikna etmeye çalışıyor. Anneye bir mesaj gönderiyor. Elindeki tek enstrüman olan ağlama ile. Annesi ikna edilmeye çalışıldığı muhtelif durumları değerlendiriyor. Hangisinin bebek tarafından ikna edilmeye çalıştığını deneyerek bulmak zorunda. Çünkü bebek gönderdiği mesajda hangisinin olduğunu açıkça ifade edemez. Ancak belirli olan bir şey var. Bebek her halükarda anneyi bir şeye ikna etmek için ağlıyor. Bu noktada bebek annesini ikna etmek için yalnızca ağlayabiliyor.


Benzer şekilde bazen bir anne bazense baba olarak karşımıza çıkan devlet ve vatandaş ilişkisinde de anne-bebek iletişimi benzeri bir süreç vuku bulmaktadır. Vatandaş sürekli ağlayan bir bebek gibi aynı şeyleri söylüyor devlete. Aynı bir ağlama gibi. Devleti neye ikna etmeye çalışıyorsa bunu adeta ağlar gibi yani mesajın ne olduğunu devletin deneyip çözmesi gereken süreçler olarak ifade ediyor. Devlet sürekli olarak anketler yaparak, çeşitli olayları gerçekleştirip tepkileri ölçerek ve medya ile hayal edilmesi gerekenleri topluma vererek vatandaşın ağlayarak kendisini neye ikna etmeye çalıştığını anlamaya çalışıyor. Mesaj belirsiz olduğundan biraz terör, biraz demokrasi, biraz dindarlık ve biraz milliyetçilik musluğunu açıyor. Vatandaşın tepkisine göre bu musluklaran kah serin demokrasi suları akıtıyor kah kanlar akan terör musluklarını açıyor.


Esasında her devlet dendiğinde mevcut düşünme biçimimiz çalışmamaktadır. O’nun üzerine nasıl düşüneceğimiz bize öğretilmemektedir. O düşünülmemesi gerekendir. Çalışıyor ama nasıl çalıştığı vatandaş tarafından bilinmemektedir. Devlet üzerine her düşünme mutlaka negasyonun tekrar negasyonunu gerektirmektedir.


Bebek anneyi ikna etmek zorunda ana anne bebeği hiç bir şeye ikna etmek durumunda değil. Bunun için hiç bir sebep yok, buna gerek de yok.


Ancak devlet vatandaşlar tarafından ikna edildiği gibi bu sefer anneden farklı olarak devlet de vatandaşı ikna etmeye çalışır. Ikna etmeye çalıştığı başlıca konular güçlü olduğu, yenilmez olduğu, vergi toplamanın vergi verenlerin hayrına olduğu, daha dindar bir devlet olduğu veya olmadığı gibi uzayıp gidebilir.


Nasıl ki bebek anneye mixed signals gönderiyorsa devlet de vatandaşa mixed signals gönderir. Mesela çok güçlüdür devlet. Ama içeride ve dışarıda hainlar varıdır. Onu çökertmek isteyen. Onlara karşı kendisi değil vatandaşlar teyakkuzda olmalılardır. Kendisini koruyalayan bir kudrettir devlet. Vatandaşlarının vergilerine olduğu kadar desteğine de muhtaçtır. Onları onlara muhtaç olduğuna ikna eder. Kudret sahibidir ancak terörle savaşmak için daha fazla vergiye ihtiyacı vardır. O her zaman insanları daha fazla vergi vermeye ikna edecek yolları bulmaktadır.


Bu ikna biçiminin ikna değeri 1 birim olsun. Anne iknası olsun adı.


Çocuk babasını dondurma almaya ikna etmeye çalışıyor. Anne iknasında bir zarar yoktur. Ne annenin zararı vardır ne bebeğin. Ne devletin zararı vardır ne salt vatandaşın zararı vardır. Ancak bu 2 birimlik baba iknasında zarar fonksiyonu devreye girer. Ve bir taraf yani çocuk fayda sağlarken baba dondurmanın parasını vermekle zarar eder.


Hemen hangi süreç devreye girer burada? Karşılıklı yarar ilkesi.


Karşılıklı yarar iki taraf arasında çıkarların uzlaşma ile eşitlenmesi olsun. Anne ve devlet bebek ve vatandaşa göre üstünken çocuk ve baba arasında artık bir hüviyetler meselesi gündemdedir. Annenin hüviyeti vardır bebeğin yoktur. Devletin hüviyeti vardır, vatandaşların yoktur tümel vatandaş. Ancak çocuğun da hüviyeti vardır babanın da.


Çocuk dondurmayı elde etmekle yarar sağladı. Baba dondurmanın parasını vermekle zarar etti. Şimdi babanın da bir yararı olmalı ki karşılıklı yarar ilkesi çalışsın. Nedir o babanın yararı? Çocuğun akşam matematik dersine çalışması.


Çocuk babasını matematik çalışacağına ikna eder. Karşılığında dondurma alır. Baba para ile çocuğa bir dondurma almış gibi görünebilir. Ancak baba çocuğa akşam matematik dersi çalışması almıştır. Dondurma çocuğun hazzı için, matematik dersi karşılığında bir sebeptir.


O halde çocuk yarar değil haz almıştır. Hazlar ve faydalar karşılıklı tesis edilebilir. Buna bir engel yok. Brokoli yararlıdır ancak haz verici değildir. Çikolata haz vericidir ama yararlı değildir. Işte bu dondurma örneğinde dondurma çocuğa haz verirken babanın matematik dersi karşılığında çocuğa gibi görünen başarı yararı aslında hanesine yazılır. Bu yararlar arasında eşdeğerlik aranmaz.


Devlet karşısında bir sendikanın pozisyonu burası için iyi bir örnek olmalı. Sendikalar bünyesindeki çalışanların devletten daha fazla yarar koparmaya çalıştığı örgütler olsun. Ancak devlet bunun karşılığında ne alıyor? 3. Dünyada sendikanın kontrolü ve minimum iş bırakma. Devletin yararı ile grevi önlüyor sendika ise 5 bin lira zam alıyor. Mide bulandırıcı süreçler.


Karşılıklı yarar ilkesi burada her iki tarafında ne yaptığının bilincinde olması üzerine kuruludur.


Bu ikna biçiminin birimi 2 olsun. Adı ise baba iknası olsun.


Ikna değeri tablosu olsun.


1.1 iletişim tek taraflı ve mesaj belirsiz. Deneme gerektirir.

1.2 iletişim çift taraflı ve mesaj belirsiz. Deneme gerektirir.

2.1 iletişim çift taraflı ve mesaj belirli. Karşılıklı yarar ilkesi. Bir taraf bilinçsiz

2.2 iletişim çift taraflı ve mesaj belirli. Karşılıklı yarar ilkesi. Taraflar bilinçli



Yorumlar


Bu web sitesinin her iki devletle de bağlantısı yoktur.

©2024, Elchee's

bottom of page